İçeriğe geç

Gulyabani Hangi akım ?

Gulyabani Hangi Akım? Güç, İdeoloji ve Toplumsal Bilincin Siyaset Bilimi Üzerinden Okuması

Siyaset bilimi, yalnızca kurumlar ve yasalarla ilgilenmez; aynı zamanda toplumların inançlarını, korkularını ve hayal gücünü de analiz eder. Çünkü her mit, her hikâye, her sembol bir güç ilişkisini yansıtır. Gulyabani de bu anlamda sıradan bir edebî figür değildir; o, toplumun karanlıkta kalan siyasal reflekslerinin bir aynasıdır.

Bir siyaset bilimci olarak bu soruyu sormak kaçınılmazdır: “Gulyabani hangi akım?” Sadece edebî bir sorudan ibaret görünse de, aslında bu soru bize iktidarın nasıl kurulduğunu, halkın nasıl yönlendirildiğini ve bireyin sisteme nasıl dâhil edildiğini sorgulatır.

Gulyabani: Bir Siyasi Alegori Olarak Korkunun Kurgulanması

1913 yılında Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından kaleme alınan Gulyabani, dönemin Osmanlı toplumunda cehaletin, dinî hurafelerin ve ataerkil yapının eleştirisidir. Eser, bir hayaletin varlığına inanan köylülerin, gerçekte nasıl kandırıldığını ve manipüle edildiğini hiciv yoluyla anlatır.

Ancak bu sadece bir roman değildir; siyasal bir simülasyondur. Çünkü “Gulyabani” figürü, korku üretimi üzerinden güç kazanan iktidar yapılarının metaforudur. Tarih boyunca otoriteler, korku ve inançla yönlendirme tekniklerini kullanmışlardır. Modern siyaset teorisinde bu, meşruiyetin duygusal inşası olarak tanımlanabilir. Yani insanlar korktuklarında itaat eder, sorgulamazlar.

Gulyabani ve Realizm: Gücün Çıplak Gerçekliği

Siyaset biliminin temel akımlarından biri olan Realizm, gücün insan doğasının bir sonucu olduğunu savunur. Hüseyin Rahmi’nin eserinde de bu gerçeklik açıktır. Güç, bilgiden değil, algıdan doğar. “Gulyabani”ye inanan insanlar, aslında bir otoritenin görünmeyen tahakkümü altındadır.

Erkek egemen yapı, bu korku mekanizmasını kendi çıkarı için sürdürür. Kadın karakterlerin ise merak, dayanışma ve sorgulama yoluyla bu düzeni kırma çabası, demokratik bilincin erken bir temsili gibidir. Böylece roman, yalnızca toplumsal cinsiyetin değil, siyasal aklın da bir eleştirisini yapar.

Realist perspektiften bakıldığında, Gulyabani gücün korunması için kullanılan bir araçtır. Devlet, din ya da ataerkil kurumlar fark etmeksizin; korku, iktidarın en etkili silahıdır.

Eleştirel Kuramın Gözüyle: İdeoloji ve Bilinç Üretimi

Frankfurt Okulu’nun temsil ettiği Eleştirel Kuram, bireylerin düşünce biçimlerinin ideolojik aygıtlar aracılığıyla şekillendirildiğini savunur. “Gulyabani” de tam olarak bu mekanizmayı açığa çıkarır.

Toplum, kendi yarattığı “hayalet”in esiri hâline gelir. Bu, siyasal anlamda yanlış bilinç üretimidir. Halk, kendi çıkarına aykırı sistemleri destekler; çünkü korkularla düşünmeyi öğrenmiştir. Hüseyin Rahmi’nin romanında hurafe, bugünün tabiriyle “popülizm”in öncülüdür.

Burada kadın karakterlerin rolü dikkat çekicidir. Onlar bilgiye, meraka ve iletişime açık davranarak demokratik bir bilincin taşıyıcısı hâline gelirler. Erkeklerin güç merkezli yaklaşımlarına karşı kadınlar, katılımcı bir siyaset modeli sunar. Yani Gulyabani’nin yenilmesi, sadece bireysel cesaretin değil, kolektif farkındalığın zaferidir.

Modern Siyasette Gulyabani Etkisi: Algı Yönetimi Çağı

Günümüzde “Gulyabani” kavramı metaforik olarak yaşamaya devam ediyor. Medya, siyaset, hatta teknoloji; korku ve belirsizlik üzerinden toplumsal davranışları şekillendiriyor. “Yapay zekâ işimizi alacak”, “sistem çökecek”, “gelecek tehlikede” gibi söylemler, çağdaş Gulyabani’lerdir.

Modern siyaset bilimi bu durumu “algı siyaseti” olarak tanımlar. Gerçek bilgi, duygusal manipülasyonun gölgesinde kalır. Böylece bireyler, kendi özgürlükleri yerine güvenliklerini tercih ederler. Thomas Hobbes’un “Leviathan”ında olduğu gibi, güçlü bir otoriteye sığınmak, belirsizliğe tercih edilir.

Burada kadın bakış açısı, bu korku siyasetine karşı bir panzehir sunar: katılım, diyalog ve dayanışma. Demokratik toplumların geleceği, korkuya değil, katılıma dayandığında şekillenir.

Gulyabani Hangi Akım?

Bu soruya tek bir yanıt vermek kolay değildir; çünkü Gulyabani birden çok siyasal akımı içinde barındırır.

– Realizm açısından bakıldığında: Gücün korunması ve korku siyasetiyle iktidar ilişkilerinin sürdürülmesi anlatılır.

– Eleştirel kuram açısından: İdeolojik manipülasyonun ve yanlış bilincin teşhiri yapılır.

– Feminist siyaset açısından: Kadınların bilgi, iletişim ve empati yoluyla sistemdeki korku düzenini kırdığı görülür.

Bu çok katmanlı yapı, Gulyabani’yi yalnızca bir edebî akımın değil, siyasal düşüncenin de metaforu hâline getirir.

Sonuç: Gulyabani, Gücün Gölgesinde Bir Ayna

Gulyabani hangi akım? sorusunun cevabı, aslında kime sorduğunuza bağlıdır. Gücü elinde tutan için bu, düzenin devamıdır; sorgulayan birey içinse direnişin sembolüdür.

Siyaset bilimi açısından Gulyabani, her çağda yeniden üretilen bir korku aygıtıdır. Ancak toplumlar, bilgiyle, dayanışmayla ve eleştirel düşünceyle kendi Gulyabani’lerini alt edebilirler.

Öyleyse şu soruyu sormak gerekir: Bugünün siyasetinde hangi Gulyabani’ye inanıyoruz? Ve onu besleyen kim?

8 Yorum

  1. Demirtaş Demirtaş

    Gulyabânî, Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından yazılan ve 1912 yılında basılan, yazarın karşı olduğu peri, gulyabânî gibi bâtıl inançlarla saf ve nâmuslu insanların nasıl kandırıldığını anlatan ve bilimsel düşünceyi savunan bir kitaptır . Olayların çoğu o târihte bir köy olan Dudullu’da geçer. Ürün bilgisi Yayıncı İş Bankası Kültür Yayınları ISBN-10 6052957468 ISBN-13 978-6052957462 Okuma yaşı ‎ 1 yaş ve üzeri Boyutlar 1 x 12.5 x 20.

    • admin admin

      Demirtaş!

      Değerli yorumlarınız için minnettarım; yazıya eklediğiniz bakış açıları hem estetik hem de akademik değer kattı.

  2. Kara Kara

    Konusu. Yıllardır kimsenin sahip olamadığı konağın sahibi Melek Hanım, süt oğlu Şaban sanıp da Şaban’ın arkadaşı Ramazan’ı eve alır. Fakat sinirli abisi Hüsamettin’e Ramazan’ı “damadı Bayram” olarak tanıtır. Konağa gerçek Şaban ve gerçek Bayram’ın gelmesiyle işler karışır. New York: Oxford University Press. Hüseyin Rahmi Gürpınar, edebiyatımızda naturalist ve realist akımın başlıca temsilci- lerinden biri olarak anılır .

    • admin admin

      Kara!

      Fikirleriniz yazıya denge kattı.

  3. Önder Önder

    Hiçbir edebi akıma bağlı kalmadan savunduğu görüşlerini hem romanlarında hem de hikayelerinde kendine has üslubuyla işleyerek Türk edebiyatında özgün bir yer edinen gazeteci, yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın vefatının üzerinden 77 yıl geçti. 1887’de Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmaya başlayan Hüseyin Rahmi, ardından İkdam ve Sabah gazetelerinde mütercim ve muharrir olarak çalıştı. II. Meşrutiyet döneminde 37 sayı süren Boşboğaz ve Güllâbi adlı bir gazete çıkardı.

    • admin admin

      Önder!

      Katkınız yazının daha anlaşılır olmasını sağladı.

  4. Tiryaki Tiryaki

    Kurgu Gulyabani / Tür Hiçbir edebi akıma bağlı kalmadan savunduğu görüşlerini hem romanlarında hem de hikayelerinde kendine has üslubuyla işleyerek Türk edebiyatında özgün bir yer edinen gazeteci, yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın vefatının üzerinden 77 yıl geçti. 2021 Türk edebiyatının bağımsız yazarı: Hüseyin Rahmi Gürpınar Anadolu Ajansı kultur-sanat turk-edebiyatinin-… Anadolu Ajansı kultur-sanat turk-edebiyatinin-…

    • admin admin

      Tiryaki!

      Sevgili katkılarınız sayesinde yazının dili sadeleşti, anlatımı daha anlaşılır hale geldi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet girişhttps://betexpergiris.casino/betexpergir.net