Nasıl Güzel Yüzlü Olunur? Antropolojik Bir Bakışla Güzelliğin Evrensel ve Kültürel Kodları Dünyanın farklı köşelerini gezerken beni en çok etkileyen şey, insanların yüzlerinde taşıdıkları anlamlardır. Bir antropolog olarak her yüzün bir hikâye olduğunu düşünürüm. Yüz, yalnızca biyolojik bir yapı değil; aynı zamanda bir kültürün sembollerini, duygularını ve değerlerini yansıtan bir toplumsal haritadır. “Nasıl güzel yüzlü olunur?” sorusu bu nedenle yalnızca estetik bir arayış değildir; kültürlerin insan yüzüne yüklediği anlamları, ritüelleri ve kimlikleri anlama çabasıdır. Güzellik ve Yüz: Kültürel Bir Dil Olarak Anlam Her toplumun güzellik anlayışı, tarihsel deneyimlerinden, dini inançlarından ve toplumsal yapısından beslenir. Antropolojik açıdan bakıldığında, “güzel yüz” kavramı…
8 YorumEtiket: ve
Karbon Salınımı Nasıl Önlenir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Adalet Merceğinden Konuya duyarlı biri olarak sizi, “karbon salınımı nasıl önlenir?” sorusuna sadece teknoloji ve rakamlarla değil; toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet penceresinden de bakmaya davet ediyorum. Çünkü karbonu azaltmak yalnızca bacalara filtre takmak değil; kimlerin daha çok etkilendiğini, kimin söz hakkına sahip olduğunu ve kaynakların kime nasıl ulaştığını birlikte sorgulamak demek. Bu yazıda, empati ve çözümün el ele yürüdüğü bir yolda; kadınların çoğu zaman toplumsal etki ve ilişki odaklı, erkeklerin ise analitik ve çözüm odaklı yaklaşımının nasıl tamamlayıcı bir bileşime dönüştüğünü konuşacağız. Neden Adaletle Başlamak Zorundayız? Karbon salınımını önlemek, adil…
8 Yorumİslam’da Hikmet Ne Anlama Gelir? Bir tarihçi olarak, geçmişi anlamanın ve onunla bağ kurmanın, sadece eski olayları öğrenmekle kalmayıp, bugünün dünyasına ışık tutmanın da anahtarı olduğuna inanıyorum. Tarihin sayfalarındaki derinliklere inmek, yalnızca eski çağların değil, günümüzün de daha iyi anlaşılmasını sağlar. Bugün, İslam düşüncesinde önemli bir yer tutan “hikmet” kavramını ele alacağız. Hikmet, sadece bilgelik anlamına gelmez; çok daha derin bir anlam taşır. Bu yazıda, İslam’da hikmetin tarihsel kökenlerini, kırılma noktalarını ve toplumsal dönüşümleri inceleyecek, geçmişten günümüze nasıl evrildiğine dair bir bakış açısı sunacağız. Hikmetin Kökenleri: İlk Anlamları ve Evrenin Anlamı İslam’da “hikmet” kelimesi, köken olarak Arapça “hikma” kelimesinden türetilmiştir…
8 YorumKaracabey Denizi Temiz mi? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Karacabey sahiline ayak bastığınızda, tuzlu rüzgarın ve deniz kokusunun sizi karşılaması doğayla kurduğumuz en eski bağlardan birini hatırlatır. Ancak bu sahilde yürürken sadece suyun berraklığı ya da kumun yumuşaklığı değil, onun ötesinde daha derin sorular da akla gelir: Bu deniz gerçekten temiz mi? Temizliğin ölçütü yalnızca gözle görülen mi olmalı? Yoksa bu meseleye sosyal adalet, toplumsal cinsiyet rolleri ve çeşitlilik penceresinden de bakmamız gerekir mi? Denizin Temizliği: Ekolojik Bir Sorunun Ötesinde Toplumsal Bir Mesele Karacabey’in Marmara Denizi’ne açılan kıyıları son yıllarda kirlilik ve ekolojik tehditlerle sıkça gündeme…
8 YorumHissi Kablel Vuku Ne Demek? İslamiyet Perspektifinden Bir İnceleme Filozofların Bakış Açısıyla: His ve Bilgi Filozoflar, insanın dünyayı algılayış biçimlerini ve bilgi edinme yollarını derinlemesine incelemişlerdir. Geleneksel epistemoloji, bilginin duyular, akıl ve deneyim yoluyla elde edildiğini savunur. Ancak, hissi kablel vuku (önsezi) gibi fenomenler, bu geleneksel anlayışın ötesinde bir bilgi edinme biçimini gündeme getirir. Bu durum, insanın bilinçli düşünme süreçlerinin dışında gelişen bir algılamadır. Peki, bu tür bir bilgi edinme biçimi, İslamiyet’te nasıl değerlendirilir? İslamiyet’te Hissi Kablel Vuku İslam düşüncesinde, insanın bilgi edinme yolları sadece duyusal ve akli değil, aynı zamanda manevi ve ilahi kaynaklara da dayanır. Hissi kablel vuku,…
8 Yorum4 Aylık Bebek Boynunu Tutabilir Mi? Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Siyaset Bilimi Çerçevesinde Bir Değerlendirme Siyaset bilimi, gücün, iktidarın ve toplumsal düzenin nasıl şekillendiği üzerine derinlemesine düşünmeyi gerektirir. Birçok siyaset bilimci, toplumsal yapıları inşa ederken farklı güç ilişkilerini ve ideolojik dinamikleri analiz eder. Bu bağlamda, toplumu oluşturan bireylerin yaşadığı sosyal, politik ve kültürel gerçeklikler de bireylerin dünyayı algılayış biçimlerini etkiler. Güç, sadece devlette değil, aynı zamanda ailede, toplumsal ilişkilerde ve günlük hayatta da belirleyici bir rol oynar. Peki, 4 aylık bir bebek, boynunu tutabilir mi? Bu basit soru, aslında çok daha karmaşık bir siyasal ve toplumsal soruya işaret…
6 YorumHidrofilik Yapı Nedir? İnsan Zihninin ve Duygularının Suya Benzeyen Doğası Üzerine Psikolojik Bir Analiz Bir psikolog olarak, insan davranışlarını gözlemlerken sık sık doğadaki kavramlarla paralellik kurarım. Hidrofilik yapı bunlardan biridir. Suya yakınlık gösteren, onu emen veya onunla bağ kuran bu yapı türü, yalnızca kimyasal bir gerçeklik değil; aynı zamanda insanın dünyaya, duyguya ve topluma yönelik eğilimlerinin güçlü bir metaforudur. Tıpkı suyu seven bir yüzey gibi, bazı insanlar da duygusal yakınlığa, empatiye ve anlam arayışına karşı doğal bir çekim hissederler. Peki, hidrofilik yapı psikolojik açıdan neyi temsil eder? Bilişsel, duygusal ve sosyal psikolojinin penceresinden bu kavrama birlikte bakalım. Bilimsel Tanım: Hidrofilik…
8 YorumSeppuku Neden Yapılır? Onur, Toplumsal Cinsiyet ve Empati Arasında Bir Denge Arayışı Seppuku ya da bilinen adıyla “hara-kiri”, Japon kültüründe bir onur intiharı biçimi olarak tarihe geçmiş, çoğu zaman disiplin, sadakat ve ahlaki bütünlükle ilişkilendirilmiştir. Ancak bu kavramı yalnızca tarihsel bir ritüel olarak değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi dinamiklerle birlikte ele aldığımızda; insanın varoluşsal mücadelesini, toplumun birey üzerindeki baskısını ve onurun toplumsal tanımını daha derinden anlamak mümkündür. Onur ve Toplumun Beklentisi: Seppuku’nun Kültürel Kökleri Seppuku, samurayların savaşta başarısız olduklarında ya da efendilerine ihanet ettiklerinde kendi onurlarını “geri kazanmak” için başvurdukları bir eylemdi. Fakat bu ritüelin ardında sadece…
2 YorumBir Koyun Kaç Ay Süt Verir? Antropolojik Bir Bakışla Toplum, Emek ve Bereket Üzerine Kültürlerin çeşitliliğini anlamaya çalışan bir antropolog olarak, bir köyün sabahında, süt sağımının sessiz ritüelini izlemek her zaman büyüleyicidir. Tıpkı bir dini tören gibi dikkatle, özenle ve saygıyla yapılan bu eylem, aslında sadece biyolojik bir üretim süreci değildir. Koyun sütü, yüzyıllardır insan topluluklarının geçim stratejileri, ritüelleri ve kimlik inşaları içinde derin anlamlar taşımıştır. Ancak sorumuz basit gibi görünür: Bir koyun kaç ay süt verir? Bu basit biyolojik gerçeği yanıtlamak, aynı zamanda insanın doğayla, toplulukla ve gelenekle kurduğu ilişkinin hikâyesini okumaktır. Biyolojik Gerçek: Koyunun Süt Döngüsü Bir koyun…
4 YorumGüfte ve Beste Ne Demek? Kültürlerin Ritimlerinde Anlam Arayışı Antropoloğun Bakışı: Sesin Kültürel Hafızasına Yolculuk Bir antropolog olarak en büyüleyici bulduğum şey, her kültürün kendine özgü bir sesi olduğudur. Bu ses, bazen bir halk türküsünde yankılanır, bazen bir dini ayinde, bazen de bir annenin ninni söylerkenki nefesindedir. Her toplum, duygularını, inançlarını ve tarihini ses aracılığıyla aktarır. Bu noktada karşımıza çıkan iki kelime vardır ki, yalnızca müzikle değil, insanlıkla ilgilidir: güfte ve beste. “Güfte”, bir müziğin sözleridir; anlamın ve dilin taşıyıcısıdır. “Beste” ise o anlamın duygusal bedeni, yani melodidir. Bu iki unsur, yalnızca bir şarkının değil, bir kültürel ritüelin temel taşlarıdır.…
8 Yorum